ALTINYAYLA GÜNDEM

tarihieserler

1-Kuşaklı Tepesindeki Sarissa Şehri ,(Hitit Sarayı ve Tapınak)

Kuşaklı(Sarissa) tepesi, Altınyayla ilçesinin Başören köyündeki Akkuzulu mezrasındadır. Akkuzulu mezrası Altınyayla- Sivas yolu üzerinde bulunmaktadır. Kuşaklı höyüğündeki Hitit dönemine ait tarihî  saray, tapınak, hamam vb. kalıntılar, Anıtlar ve müzeler Genel Müdürlüğü’nün verdiği izinle Alman Araştırma Kurumu’nun finansmanıyla 1994-1995 yılı yaz aylarında , Prf. Dr. Andress Müller-Karpe’nin başkanlığında yapılmaya başlandı. Halen kazı çalışmaları Türkiye, Kanada, Fransa ve Almanya’dan  katılan yaklaşık 25 arkeoloji uzmanı tarafından sürdürülmektedir. Şu ana kadar yapılan kazı çalışmalarında  şehir sur duvarları, kapılar, ufak bir gölet, Hitit dini mimarisinde bulunması mümkün kare şeklinde  kült odaları ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca tahıl deposu olarak kullanılan bodrum odası ve binanın kuzey köşesine yakın bir odada pişmiş toprak kaplar içinde tahıl kalıntıları bulunmuştur. Buluntuların büyük bir kısmını keramik oluşturmaktadır. Bronz okuçları, ortasında hiyeroglif işaret bulunan çivi yazılı mühürler, Orta Hitit Devrine tarihlenen anonim Tabarna ve Tavanana mühürleri gün ışığına çıkarılmıştır.[3]   Kuşaklı höyüğünün tarihi değeri maalesef kazı çalışmaları başlayana kadar anlaşılamamıştır. Hatta köylülerden duyduğumuza göre bir çok tarihi eser bulunmuş ve daha sonra köylüler tarafından kıymetsiz sanılarak yok edilmiştir. Bugün Almanya, İsviçre, Fransa ve Japonya’dan bir çok heyet gelerek burayı gezmiş çeşitli incelemelerde bulunmuştur. Kuşaklı höyüğü Dünya tarihi açısından son derece önemli bir yer olmasına rağmen Sivas Cumhuriyet Üniversitesindeki İlim adamlarının bir çoğu tarafından ziyaret dahi edilmemiştir. Bu kazı çalışmalarının Türkiye ve Dünya Tarihi için öneminin büyüklüğü Altınyayla’nın önemini arttırmaktadır.      

2-Altınyayla Merkez Camii

Altınyayla merkez camii tarihi ve mimarî özellikler bakımından çok önemli bir sanat eseridir. Şüphesiz bu camii hakkında daha isabetli bilgiler verebilmek, cami hakkında müstakil bir araştırmayı gerektirmektedir. Ben de bu önemli tarihi eser hakkındaki ayrıntılı bilgiyi uzmanına bırakarak camii tanıtarak bununla yetiniyorum. Merkez camisi Tonus Camisi olarak ta bilinmektedir. Cami Altınyayla’nın en büyük mahallesi olan Aydın mahallesinde bulunmaktadır. Aslında R. Öjden Mahallesi ile Aydın mahallesinin sınırındadır. Caminin tezyinatı mükemmel derecedir. Cami XIX. Yüzyılda inşa edilmiştir.  Bazı yaşlılar caminin çok daha önceleri inşa edildiğini hatta Osmanlı döneminden önce yani Selçuklu Devleti zamanında inşa edilmiş olabileceğini caminin içerisindeki kitabelerdeki tarihin caminin retore ediliş tarihi, oymalar, süslemeler ve boyamaların yapıldığı tarih olduğunu iddia ediyor. Fakat caminin içerisindeki direklerdeki yazılı tarihte yeniden baştan başa onarıldığını söylüyorlarsa da camideki direkte camiyi yapmaya delalet eden şahsı ve tarihini yazmaktadır. Caminin içerisinde sağ taraftaki direkteki kitabede şu ibareler bulunuyor. “Tamam oldu

Mescid Elhamdulillah “Allah’a hamd olsun, Allah’ın izni ile mescid tamam  oldu.                      

Hüda izni ile   “Mescidi yapan Mahmut, Müştak ve Selman ustaları bağışla Allahım”

Yaptım bunu billah

Yarlığa biçare

Mahmud-u Allah

Müştak Salman

Hem dahi lillah

Sene 1313”

Bu kitabedeki ifadelerden camiyi yapan ustaların isimlerinin Müştak ve Salman olduğunu ve yapılış tarihinin 1313(1895) olduğunu anlıyoruz.

Cami içindeki soldaki direğin üzerindeki kitabede şu satırlar vardır.

“Eyledi bunu delalet

Sıdk ile can ile

Yarlığa Ahmet Ağayı      “-Bu işe samimiyetle öncülük eden Ahmet ağayı

Ey hüda akran ile                -Akrabalarıyla bağışla Allah’ım, O’na defalrca hacca

Kabe’yi kıla ziyaret             - gitmeyi nasip etsin.

An karib kerrat ile                   -Hak günahlarını bağışlaya, mekanı cennetler ola”

Zenbini mağfur ede hak

Meskeni ola cinan”

Bu kitabedeki ifadelerden de Camiyi yaptıran ya da onarttıran kişinin Ahmet Ağa olduğunu anlıyoruz. Caminin ana girişi yerle düz denebilecek kadar alçaktır. Dışardan bakıldığında son derece sade olarak görünen camii içerisine girince insanı hayretlere gark edecek derecede mükemmel tezyinat ve süslemelere sahiptir. Camiye sade iki kanatlı, ahşap bir kapıdan giriliyor. Girişin sağ kısmında fevkani kadınlar mahfiline çıkışı sağlayan ahşap merdivenler yükselmektedir.

Harimin üstü ahşap, oyma tavanlı, süslü ve hemen hepsi kök boyayla boyanmış, çok çeşitli renklerde gül ve çiçek desenleriyle kaplı bir tavan ile örtülüdür. Minber ahşaptan olup mükemmel bir oyma işçiliğine sahiptir. Vaiz kürsüsü aynı şekilde oyma ve duvara oturtulmuş şekilde envai çeşit renklerle gül desenleriyle donatılmıştır.  Mihrabın hemen önünde iki direk vardır. Camii yapan ustalar ve yaptıran kişinin isimleri bu direklerdeki birbirine bakan oyma kitabelerdedir. Caminin içerisindeki tarihi halı seccadeleri en az  cami kadar tarihî öneme sahiptir. Maddi değerinden çok manevi değeri ölçülemeyecek kadar büyüktür. Maalesef ki 1999 yılında bu seccadelerden büyük çoğunluğu hırsızlar tarafından kaçırılmıştır. Şu ana kadar bulunamamış olması bütün Altınyaylalıları çok üzmüştür.

3. Deliilyas Camii

Deliilyas kasabası Altınyayla’nın en büyük  ve en eski yerleşim mekanlarından birisidir. Deliilyas’ta da bir çok tarihi mekan  vardır. Deliilyas camisi de en eski ve önemli tarihî mekanlardandır. Altınyayla merkez camii ile benzer yapı tarzına sahiptir. Bu benzerlikler her iki camininde yakın tarihlerde inşa edilmiş olabileceğini düşündürmektedir. Deliilyas caminin kapısının üzerindeki kitabede rumi 1325 tarihi yazılıdır. Bu tarihin caminin yapılış tarihimi yoksa tadilat tarihimi olduğu konusunda pek fazla bir bilgi yoktur. Caminin imam hatibi bu tarihin tadilat tarihi olduğunu ve caminin yapılış tarihini çok daha eski tarihlerde olduğunu iddia ediyor. Caminin yapılış tarihini ve serüveni hakkında bilgi sahibi olan insan yoktur. Caminin mimari özellikleri Altınyayla merkez camisi kadar güçlü değil sadece camideki oyma göbek benzemektedir. Fakat tavandaki bu oyma göbek çok fazla da tezyinatlı değildir. Tavandaki işlemelerin üzerinde çiçek ve lale motifleri mevcuttur. Caminin çinili ve yeni yapılmıştır. Caminin minberi oyma olarak yapılmış ve orijinal olduğu tahmin edilmektedir. Camideki vâiz kürsisinin hemen hiçbir özelliği yoktur. Bu caminin diğer özellikleri hemen hemen genel cami yapı tarzlarıyla aynıdır. 

4-Kale Beldesi’ndeki Tarihî Kale

Altınyayla’daki en önemli tarihî eserlerden birisi de Kale beldesinin ismini buradan aldığı tarihî kaledir. Bir Arkeolog tarafından, bu kalenin Eski Tunç Çağı dönemine ait olduğu ve bu döneme ait bulgulara ulaşıldığı iddia ediliyor.[4] Bu kale beldeye yaklaşık olarak iki km uzaklıktadır. Kale muntazam olarak inşa edilmiş bir kale değil sadece büyük bir kaya parçasının üzerine hatta bazı yerlerine taştan duvarlar inşa edilmiştir. Kale’nin tam tepesinde yuvarlak yaklaşık 2m derinliğinde bir oyuk vardır. Tahminlere göre bu oyuk o zamanlar su ihtiyacını karşılamak için oluşturulmuştur. Kale’nin özellikle yapılmış surları yoktur ya da günümüze ulaşmamıştır. Belde belediye başkanı bize daha birkaç yıl öncesinde kalenin bir kapısının olduğunu ve bunun sonradan söküldüğünü söyledi. Kalenin hemen yanı başında büyük bir kaya kütlesi daha bulunuyor.Taş Kale ile birlikte bir de toprak kale bulunuyor. Toprak Kale yaklaşık olarak 1.5 km uzaklıktadır. Toprak Kalenin üzerinde  geniş bir tarla bulunmaktadır. Kalenin ne zaman kimin zamanında inşa edildiği konusunda kesin bir bilgi mevcut değildir.  Fakat bu kale ile ilgili çeşitli efsaneler anlatılmaktadır. Bu kalenin XII. Yüzyılda inşa edilmiş olabileceğini düşünenler vardır. Daha önceleri Bizans döneminde inşa edilmiş olabileceğini düşünenler var. Bir efsaneye göre Battal Gazi burada Rum Kayzerini savaşarak yenmiştir.

Hatta Battal Gazinin atının ayak izleri halen kaleye çıkıştaki kayaların üzerinde mevcuttur. Bizzat biz de gördük Kalenin üzerinde birkaç tane at nalı izi bulunuyor. Bu izlerin Battal Gazi’nin atına mı ait yoksa sonrada değişik tabiat olayları ile mi oluştuğu kesin olarak bilinemiyor. Kanaatimizce bu kale en çok Selçuklulardan sonra oluşan beylikler dönemine aittir. Aksi takdirde bu kadar basit ve sade bir kaleyi Bizans ya da Selçukluların yapmış olması çok zor görülmektedir. Bu kale bir devlet ya da imparatorluğa ait olmaktan daha çok küçük bir topluluğun savunması için oluşturulmuş bir mekana benziyor. Maalesef kale ile ilgili tarihi bir kayıt ya da bilgiye sahip olmadık yine de kale ile ilgili özel bir çalışma yapılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim. Ayrıca kalenin belediye tarafından restore edilerek değerlendirilmesinin gerektiğine inanıyorum.

 
Toplam Tıklanma Sayısı: 19.7 M || Toplam Okuyucu Sayısı 42471 ziyaretçi Müşteri Hizmetleri  /  Acil İletişim
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol